Yıl 1987. 2 yıl boyunca durmadan hazırlık sonunda anadolu lisesini kazanmıştım. Asıl eğlence şimdi başlıyordu. Tabii ki liseden bahsetmiyorum, sınav sonucumun hediyesi olan Commodore 64 idi rüyalarıma giren 🙂 Hiç unutmuyorum Beşiktaş’taki Barbaros Bulvarı’ndaki bir bilgisayarcıdan almıştık ilk bilgisayarım olan Commodore 64’ü.
Commodore 64 kutusu
Akşam ailecek eve geldik, ilk kurulumu yaptım, herhangi bir sorun yaşamadık. O zamanlar plug&play kavramı yok tabii ama Commodore sağolsun herşeyi basit yapmış. 64Kb’lik hafızada (şu anda yazdığımız bir dosya bile genellikle daha fazla yer tutuyor) resmen mucizeler yapmış adamlar.
Commdore 64 başlangıç ekranı
Bilgisayarın yanında birkaç oyun kaseti hediye verilmişti, birkaç tane de ilave almıştık. Bazılarının içinde tek oyun bazılarının içinde 5-6 oyun, bazılarında ise tek kasette 50-60 oyun vardı. Sabaha kadar ailecek hepsine göz gezdirdik ama çok iyi hatırlıyorum saatlerce River Raid oynadık hep beraber.
C64 ve kafa ayarı ile uğraştıran kaset ünitesi
O zamanlar daha iyisi olmadığı (Amiga 500 de 1987’de çıkmıştı ama satışa başlamışmıydı hatırlamıyorum) için C64’un grafikleri oldukça tatmin edici idi. Windows’taki gibi donanım yetmezliği nedeniyle oyun yavaşlaması, calışmaması diye birşey söz konusu değildi. Oyun bir kere yüklendi mi (ki kaset unitesi ile yüklemek 1 saati bulabiliyordu) rahat rahat oynayın, ne takılma ne yavaşlama derdi. Windows’un C64’e gelmiş olup kasetten yüklemeniz gerektiğini bir düşünsenize 🙂