Gerek özgün fikirler olsun gerek hızlı büyüyen yabancı girişimlerin klonu olsun girişim projeleri konusunda dünyadan geride kaldığımızı düşünmüyorum. Dinamik gençlerden, pazarlama uzmanlarına, yazılım uzmanlarından kurumsal hayat tecrübeli yöneticilere kadar insan kaynağı olarak iyi bir noktadayız.
Peki girişimcilerimizin işlerini büyütebilmesi hatta başlatabilmesi için gerekli sermayeleri var mı? Ne yazık ki çoğunlukla yok. Bu noktada yatırım şirketlerinin, öncelikle de melek yatırımcıların devreye girmesini bekliyoruz.
Türkiye’de ne yazık ki yeterince melek yatırımcı yok. Dikkatinizi çekeyim, sermaye yok ya da parası olan yok demiyorum. Yatırım gücü olan çok kişi/şirket var. Ama “melek yatırımcı” kavramı sadece parası olan kişi değil. Adı üstünde melek gibi olmalı 🙂 Girişime sadece maddi değil manevi destek de olabilmeli. Girişilen iş alanı konusunda az çok tecrübesi, işe katkıda bulunabilecek çevresi, ayırabileceği vakti olmalı. Belki de en önemlisi, girişimin kendi ayakları üzerinde durabilecek hale gelene kadar desteğini sürdürebilecek vizyon ve sabrı olması gerekir.
İşte bu niteliklere sahip melek yatırımcımız ne yazık ki çok az. Sayısı da pek artıyor gözükmüyor. Olan birkaç kişinin de yanlış yönlendirmeler ile olmayacak yatırımlara hobi gibi para harcadıklarını görünce üzüntüm ikiye katlanıyor. Büyük bir hevesle, iş planlarını ve pazar dinamiklerini detaylı incelemeden, girişimcilerin potansiyelini tartmadan yapılan yatırımların hüsranla sonuçlanması çok da beklenmedik değil.
İlk melek yatırımcılar yatırımlarına geri dönüş alamazlarsa yenileri nasıl gelecek?
